DEVE GÜREŞLERİ
Ülkemizde deve güreşlerinin ilk olarak İncirliova ilçesi Hıdırbeyli köyünde 200 yıl kadar önce yapılamaya başlandığı ve günümüze kadar geldiği bilinmektedir. Göçerliğin yaygın olduğu o dönemde göçerler ve obalar arası rekabet nedeniyle ortaya çıkan deve güreşleri süreklilik kazanıp geleneksel hale gelerek günümüze kadar ulaşmıştır.
Deve güreşleri “tülü” adı verilen erkek develer arasında yapılır. Tek hörgüçlü dişi deve (yoz) ile çift högüçlü erkek devenin (buhur) birleşmesiyle meydana gelen tülüler güreş için özel olarak yetiştirilirler. Sahipleri tarafından verilen özel isimleri sırtlarına takılan havutların arkasına süslü bir bez üzerine yazılır. İsmin altında ise “maşallah” yazısı yer alır.
Deve güreşleri tülülerin kızmaya başladığı kış aylarında yapılır. Develer güreşten bir gün önce süslenerek davul zurna eşliğinde cadde ve sokaklarda gezdirilir. Akşam olunca tülü sahipleri tanışmak ve eğlenmek maksadıyla düzenlenen “halı gecesinde” bir araya gelir. Yeme-içme yapılıp, türküler söylenir, oyunlar oynanır. Gecenin sonunda ise geceye adını veren halı açık artırmayla satılır.
Ertesi gün güreşin yapılacağı alanda halk toplanmaya başlar. Mangallar kurulur, yiyecekler hazırlanır. Seyyar satıcılar da güreş sahasının kenarlarında yerlerini almıştır.Güreş başlamadan önce zeybek oynanır. Arkasından güreşin başlayacağını bildiren anons yapılır. Cazgırlar tarafından develerin adları okunur bir yandan da deve sahipleri ve sarvan adı verilen bakıcıları, develeri güreş alanına getirip bir tur attırarak izleyicilere gösterirler ve hemen ardından güreş başlar.
Develer güreşme sitillerine göre tanımlanırlar. Sağdan güreşen develere sağcı, soldan güreşen develere solcu, rakibinin ayağına çelme atanlara çengelci, rakibini yıkmak ve kaçırmak için yanına gelerek ittiren develere tekçi, rakiplerinin başını göğsünün altına alıp çöken develere bağcı adı verilir.
Güreşler ayak, orta, başaltı ve baş olmak üzere dört kategoride yapılır. Her deve günde bir kez güreşir ve güreşme süresi 10-15 dakikadır. Devenin yıpranmaması için süre uzun tutulmaz. Güreşte galibiyet kaçırtarak, bağırtarak ya da yıkarak elde edilir. Kaçırtmada deve heybetiyle diğer deveyi korkutup kaçırır. Bağırtmada ise deve, rakibini bağ, çengel, çatal, makas gibi oyunlardan birine getirip sıkıştırmıştır ve buna dayanamayan rakip bağırınca yenilmiş sayılır. Yıkmada deve, rakibini yıkıp üzerine çökmüştür. Devesinin zor durumda kaldığını gören deve sahibi urganını ortaya atarak devesini güreşten çeker. Güreşin galip devesi dört ayağını bir araya getirip dik bir şekilde durarak seyirciyi selamlar. Ödül olarak halısını alır ve sahayı terk eder.
BOĞA GÜREŞLERİ
Aydın’a bağlı köylerde yapılan boğa güreşleri oldukça çekişmeli geçmektedir. Güreş için “bıçak” adı verilen sivri keskin boynuzlu boğalar seçilir. Güreştirilecek boğalar özenle beslenmektedir. Rakibini yenen boğa pehlivan olarak tanımlanmaktadır.
Güreşlerin vahşete dönüşmemesi için boğaların birbirlerine öldürücü darbelerle saldırması engellenir.
Güreşler tozkoparan, deste, küçükayak, büyükayak, başaltı ve baş kategorilerinde eleme usulü ile yapılır.her kategori için ayrı para ödülü vardır. Boğanın rakibini kaçırmasıyla güreş son bulur.
Galip boğanın sahibi güreş biter bitmez yerden aldığı bir avuç toprağı boğasının üzerine savurarak boğasını nazardan korur.
Boğaların güreş alanlarında yaptıkları oyunlara çelik atma, yarım çelik ve bastırma adı verilir.
Kaynakça:
AKDOĞAN, Hüsnü, 2004, Aydın, İzmir: Tibyan Yayıncılık, sayfa 86.
AKTAKKA, Nuri-DEMİRCAN, Necati (2006) Dünden Bugüne Aydın Halk Kültürü, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı.